Yazar adı : Glenn Meade
Kitap Adı : Sakkara'nın Kumları
Glenn Meade'in "Brandenburg" kitabını okuduktan sonra "vay be" demiştim ve yazarın diğer kitaplarını da okumaya başlamıştım. "Kar Kurdu"nu beğenmiş olmama rağmen, klasik "Amerika herkesi döver" kitabı "8. Gün"de hayal kırıklığına uğrayıp bir ara vermiştim.
Uzun zamandır Sakkara'nın Kumları'nı raflarda görüyordum, hem Glenn Meade yazmış hem de konu Mısır'da geçiyor diye merak ediyordum ve sonunda okudum.
Günümüzde başlayıp 1940'ların başına kadar giden bir kitap, ve Mısır'da başlayıp, yine Mısır'a dönen.
Kitabı bir gazetecinin sesinden okuyoruz denebilir, bir ölümün arkasından araştırma yaparken Harry Weawer ile karşılaşması ve yıllar önce denenmiş bir suikast hakkında öğrendikleri kitabın konusunu oluşturuyor.
1939'da Mısır'da yapılan arkeolojik bir kazıdan sonra yolları ayrılan Harry Weaver, Jack Halder ve Rachel Stern'in, yıllar sonra yine Mısır'da ve bu sefer Roosevelt'i öldürmek/korumak amacıyla buluşmasının öyküsü.
Kitabın sonu öyle tahmin edilemeyecek bir şey değildi maalesef ve elden bırakılamayacak kadar sürükleyici de değildi ama yine de güzeldi diyebilirim.
Kitapta dikkatimi çeken konulardan biri Roosevelt ve genel olarak İngilizlerin övülmüş olması ve 16.sayfada görüp bütün kitap boyunca aklımı kurcalayan bir cümle;
"Ellisine merdiven dayamış olmama rağmen..."
Birinci tekil şahıstan bahsederken "ellisine" ne kadar doğru olmuş emin olamadım, tabi alternatifi ne olabilir onu da çok kestiremiyorum ama göze batıyor bence.
Chako
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder