duerun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
duerun etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ocak 2012 Perşembe

Çalğı Çengi

Türk filmleri konusunda özellikle de komedi filmleri konusunda ön yargıları olan bir izleyici olarak izlediğim filmin yaklaşımı çok samimi film küfürler içerse bile bunlar yerli yerinde yerleştirilmiş. 

Gülmüyorum kardeşim diyenlerin sorunlarının derinden olduğunu düşündüğüm film. 

Ünlü bir şarkıcı olup günde "20.000 TL " kazanabilecek bir sanatçı olmayı hayal eden iki Teyze oğlunun hikayesini anlatmaktadır. Yine bir sünnet dügününde kuliste tanık oldukları bir olay üzerine mafya ile başları belaya giren teyzeoğullarının  hikayesi 

uzun lafın kısası...

son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biri.


30 Aralık 2011 Cuma

Dedemin İnsanları

Dedemin İnsanları

Akıp giden bir film hayat gibi, göz yaşlarınız gibi...

Çağan Usta Bir aşçı özeniyle tuzunuda acısınıda yerli yerinde birleştirmiş...

Babam ve Oğlumdan izler taşıyan filmde; yaşayan veya hayatın en büyük gerçeğiyle sanal gerçeklikten sonsuzluğa uğurladığınız dedenizden ve çocuklukluğunuzdan izler taşıyan filmde her kuşağımızın siyasetin içinde mecburen olduğumuz darbeler ve Askeri yönetim en az acıtacak kadar yansıtılmış.

Film “Babam ve Oğlum”daki gibi Eğede geçiyor.. Eğe insanın o doğal içten ve dürüst yapısını içimizi ısıtacak bir şekilde yansıtıyor...

Karanlıktakiler gibi bu filmdede yine psikolojik problemleri olan bir insanın müthiş oyunculuğuyla karşı karşıyayız..

Hayatın oynadığı oyunlar ve bizim onunla oynadığımız oyunlar sayesinde hepizimiz biraz anormal, “üç şekerli” değilmiyiz...

Filmin fazla sivri bölümleride vardı:

Hayata en güçlü ve kuvvetli şekilde tutunması gereken o kadar hayatın o kadar mücadeleci yönünü yansıtmasını beklediğimiz “Dedemizin” önce Belediye Başkanı karşısında yitirdiği mücadelesini, hastanede de torununa karşı hastalanmak gibi hatta ölüm gibi en büyük gerçeği yaşlı kadına kefen verirken bilmesine rağmen bitmemesi gereken bir sonla bitirmiştir...Torunumuzun hızla ve ilgisiz bir şekilde ki ani değişimi ve kulakları rahatsız edecek düzeyde olan bir dışses...

İzlenmesi ve her karesi yaşanması gereken bir film...

3 Eylül 2011 Cumartesi

The Kid

Jackie Coogan'ın sergilediği mütiş oyuncusuyla göz dolduran 
Charles Chaplin zekasının seyirciyle paylaştığı 1921 yapımı her karesinde tarih ve chaplinin sefaleti ve sevimliliği yan yana geldiği eşsiz yapım...

Filmi izlediğimizde  Türk filmlerinde defalarca kullanılan sahneler olduğunu fark edeceksiniz.

Film hem sessiz hem siyah beyaz hemde 80 sene önce yapılmış ama hala akıcı hala komik hala güzel...


Yormadan kendinizi, verin 53 dakikanızı 69 numaralı kapının içine girin kapının önünde yaşayın ki yaşamın size mutluluk ve huzurla doldurduğunu göreceksiniz.

iyi seyirler..

1 Eylül 2011 Perşembe

Rio


Blu isimli papağının macerasını anlatan film, Blu The social network'un (facebook) başrol oyuncusu Jesse Eisenberg tarafından seslendiriliyor.

filmin konusu kiwi isimli animasyonu hatırlattı uçamayan kuş konusu işlenmiş (http://www.youtube.com/watch?v=sdUUx5FdySs&ob=av3n). oldukça eğlenceli animasyonda zamanın nasıl aktığını bilemeyeceksiniz içiniz kıpır kıpır olacak müziklerde eğlencenize eğlence katacak şekilde seçilmiş.

samba biraz sıkabilir benim gibi uzun süre aynı şeyin etkisinde kalmaktan hoşlanmıyorsanız.

film imdb'den 7.1 puan almış filmin olumsuz yönü olarak çok yaratıcı bir konusu olmaması.

eğlenceli vakit geçirmek için seyredilesi bir film.

29 Nisan 2011 Cuma

Dünyayı Değiştiren Beş Denklem


Öyle bir kitap ki, bu kadar bilimsel gerçeklikten bahsederken sizde kalan ne formüller ne de bilimsel ayrıntılar oluyor. Atomu parçalamak için hırsla ve şevkle çalışmaya başlamak isteğine sebep olacak bir duygu seline kendinizi kaptırıyorsunuz…

Kitap her formülün tarihsel gelişim sürecini ve günümüze etkilerini anlatan bölümlere ayrılmış..

Kitap sizi tarihin içinde; kimi zaman haksızlığa uğramış bir çocuk, kimi zaman en sevdiğini kaybetmiş bir kişi, kimi zaman bir dahi ile yolculuğa çıkarıyor. Kısa hikayeler şeklinde anlatılmış kitap bazı edebi ya da edebiyat dışı kitaplar gibi sizi boş göndermiyor, yeni bilgiler ve sevinçle ayrılıyorsunuz kitaptan. Kitabı bitirdiğinizde ise sevdiklerinize hediye ediyorsunuz ki ben hediye aldığım bu kitabı bir başkasına hediye ederek yolculuğuna devam etmesini yardımcı oldum.

Rudolf Clausius’un çocuğunu doğururken ölen bir annenin kocası ve hayatın kaybettiren yönünü bir nevi göz önüne seren yani evrenin düzensizliğe doğru ilerlediği ortaya koyan bilimsel çalışmayı yapan kişi olması, çok büyük bir tesadüf olmasa da okuyucu için hikaye oluşturmakta. Tek cümle ile soluk soluğa okuyacağınız müthiş bir kitap. Hemen alın.

Bir süre baskısının yapılmadığı ve bulunamayan kitap yeniden raflarda. Tübitak yayınlarından.

miracle & salviati

6 Temmuz 2010 Salı

Dünyadaki En Büyük Satıcı


Kitap Adı: Dünyadaki En Büyük Satıcı
Orjinal Adı: Greatest Salesman In The World
Yazar Adı: Og Mandino

Kişisel gelişim kitaplarının özellikle de bu kitabın hayata bakış açısı ve bize yaşatmaya çalıştığı bakış açısı bana  Cem Yılmaz'ın Yoğa Esprisi ni hatırlatıyor
Sevgi nedir sevgi içimizde... mutluluk nedir içimizde... O kadar para verdik kdv.. Kdv içinde...

Kitap yapılması gerekenleri ortaya sıkıştırmış hikaye tarzı vermeye çalışmış ama başarısız bir deneme olmuş gerçekten ilkokul öğrencisinin seviyesine yakışan bir kurgu anlatım tarzı çekiciliğe sahip..

Kitabın içinde yansıtılmaya çalışılan başarı formülü sadece satış işiyle uğraşanların değil herkese hitap etme amacı daha doğrusu daha çok satış elde etme amacıyla genel içi pekte doldurulmayan davul gibi sesi çok olsun şu kadar sattık bu kadar sattık diyip içi boş ama gürültülü bir kitap ortaya çıkartılmış..

Kitapta başarı satış için on temel üzerinde durulmuş...

1. Her günü yeni bir tohum ekmek yeni bir başlangıç bu gün yeniden güneş doğuyor yeniden dünya kuruluyor diyerek insanın üstünden ölü toprağını almak veya üzerindeki tozları temizleyip parlatmak amacıyla cümleler yapmacık geliyor arkası doldurulmadığından bu hissi verdiği düşüncesindeyim..

Evet dostum başarabilirsin kaşı açıldı haydi evet evet işte bu

2. Herşeyi herkesi sevin düşmanınızı bile...

3. Sabır et.

Sabreden derviş
Rabbini görmüş
Hey oğlum memiş
Sabır et

4. İnsan dünyadaki en büyük mucizedir.

5. Bu günü hayatımın son günü gibi dolu dolu yaşamalıyım.

6. Duygularımı tersi duygularla körertip duygularıma hakim olmayılım.
hüzünlü isen şarkı söylemek gibi örnekler verilmiş.

7. Gülmek

8. Değerini arttırmak
İşletme en çok karşımıza çıkan şeyi hatırlatıyor...

İşletmenin amacı kar elde etmekten önde işletmenin değerini arttırmaktır.
Kendi değerini arttıracak yatırımlara yönelmeli insanda.

9.Harakete geçmek

Ateş böceğinin kanatlarını çırptığı anda ve hareketli olduğu anda sadece çevresini aydınlattığı unutulmamalıdır.

10. Dua...

Eşşegini sağlam kazığa bağla ve sonra dua et diyor.. özetle.

kitabın geneli 20 sayfa içinde geçen bu 10 konudan geçiyor..

Kitabın etiket değeri 14 lira internetten veya indirimle kitapçıdan 12 liraya kadar alabilirsiniz birazda pazarlıkla 10 liraya benim gibi sizde alabilirsiniz ama artık almanızı tavsiye etmem burda yazanlar sizin için yeterlidir..

edit : yazım hataları ilerleyen süreçte düzeltilecektir.

Miracle

19 Haziran 2010 Cumartesi

AŞK




Romanın ismi aşk ama...

Aşk bu değil bu olsa olsa bir pazarlama hilesi, bir takiye olabilir...

Yok yok aşk bu değil, olan buysa olması gereken bu değil. Mevla’nın aşkıyla aynı kefeye konulan yannda aşk diye ikram edilecek şey bu değil.

Aşk maymundan esinlenip birini bırakmadan öbürüne geçmek değildir.
Aşk korkaklıklar içinde susarak doğuran bir duygu değildir.
Sevda bitse veya hiç başlamamış dahi olsa biten evlilikler sonlandırılmalı bitirebilme ahlak ve erdemini gösterebilmeli kitaplara konu olan aşk aşık.

Birine bağlı olan özgür olup başkasına bağlanamaz.

Yoksa Elif hanım aldatmayı bedenlerden ibaret mi sanıyor... aşkı temize çıkarıyor..
Olmamış elif hanım..

Günümüzde olan aşk bu olabilir, yaşanan yaşlanan aşk bu olabilir....

Mevlana ile aynı eksende devam eden romandaki aşk bu olmamalıydı. Tarihsel roman tarzındaki kurallarla süslenen aşkı kirletmemeliydi.

Herkes Mevlana’nın sevemesini seviyor ama Mevlana olup Allah’ı sevmek lazım...

11 Temmuz 2009 Cumartesi

The Shawshank Redemption ( Esaretin Bedeli )



Eğer bir filmin yorumu yapılacaksa ilk film The Shawshank Redemption olmalı. Aynı yıl Oscar’ları Forrest Gump’a kaptırsa da bu gün Imdb listesinde birinci sıraya yerleşmiş Şuana kadar yapılan en iyi film olmuştur.

Kendisini aldatan karısını öldürme suçundan mahkum edilen banka müdür yardımcısı Andy Dufresne’nin hikayesi anlatılıyor filmde.

Her bir sahnesinde hayata dair dersler bulunduruyor, Eğer Tanrının bir filmi olacak olsaydı o film bu olurdu.

Hayattaki görünen bazı şeylerin aslında görüldüğü gibi olmadığı, her ne yaşta olursak olalım ümitlerimizi her yerde besleyebileceğimizi, hayatın bir anda bize neler getirebileceğini, banka müdür yardımcısının kurtlu yemekler yemek zorunda kalabileceği hatta eşcinsellerle mücadelesini, umutlarının nasıl öldürüldüğünü izleyeceğiz.

20 yıldır hapishanede olan Red’in ilk geldiği gün dikkatini çekmiştir ve arkadaşlıklarıyla rutin hayatları değişmiştir. Red’in hapishanedeki rüşvet ve organizasyon ağıyla istediği her şeyi bir Süper Market gibi elde edebilmektedir.

Bilginin nasıl bizi gücüyle elde edilen küçük şeylerin insanı ne kadar mutlu edeceğini tebessümle izleyeceğiz. Bazen de bilginin ölümü getirdiğini…

“Rita Haywort” filmin içine bir posterden daha derin girer adeta bir başrol oyuncusu gibi ve bir çok oyuncu daha katılır…

Hayattaki hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz Allah bunu her ne şekilde olursa olsun dengeler bunu filmin her bölümünde hissetmek filmi daha da zevkli hale getiriyor.

“Duvarlar tuhaftır, ilk önce onlardan nefret edersin sonra alışırsın ve yeterli zaman geçtiğinde onlara bağlanırsın.” 50 yıl boyunca hapishanede kalan hayatı olmuş bir insan için artık hapishanenin dışı yokluktur.

Ama umut her şeyi değiştirebilir.
Bir azimden bahsediyoruz, tam altı yıl boyunca her hafta yazılan bir mektup ve bir diğer mektup okunması için 19 yılın verilmesi gereken ve özgürlükten bir bira şişesinde birkaç dakikalık bir müzikte.

Red in umutları hep “rejected” edilirken Andy “Umut” etmektedir çünkü bir yerlere gizlediği umudu bir gün, gün ışığına kavuşacaktır.
Zihuatanejo da Umut etmenin iyi bir şey olduğunu öğrenecektir Red.

Hızlı ölmek mi, hızlı yaşamak mı ?
Sorusunu soran film, bize
Bir öğüt veriyor.

“Korktukça tutsak, umut ettikçe özgürsünüz”


Filmi bitirdiğinizde etkisini uzun süre hissedeceksiniz ve izlemeyenlere izletmek için heyecanlanacaksınız.


OYUNCULAR

Tim Robbins ... Andy Dufresne

Morgan Freeman ... Ellis Boyd 'Red' Redding

YÖNETMEN

Frank Darabont

SENARYO

Frank Darabont
Senaryosu Stephen King'in Kitabından uyarlanmıştır.

Görüntü yönetmeni

Roger Deakins

MÜZİK

Thomas Newman

TÜR

Dram

YAPIM:

ABD 1994 142 dakika (Renkli)


YAPIMCI FİRMALAR:

Columbia Pictures Corporation, Castle Rock Entertainment

duranduran