film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ocak 2014 Cumartesi

Vampir İmparatorluğu - Daybreakers

Konusu, son zamanlarda bol bol izlediğimiz vampirlere ilişkin olmakla birlikte, en azından benim izlediğim diğer filmlerden farklı birkaç yanı var. Spoiler vermemek ama bir yandan da filmin diğer vampir filmlerinden farklı olan noktaları olduğunu belirtmek istiyorum. Mesela daha önce hiç kendi kanından ya da diğer vampirlerin kanından beslenen vampir gördünüz mü? Ben görmemiştim. Bu filmde işte o durum ve sonrasında ne olduğu var.


Ya da vampirlikten kurtulmak mümkün mü sizce, yani geri dönüşü var mı? İşte bu filmde onu araştırıyorlar.

Vampirler dünyayı ele geçirmişler ama kan bankalarında yeterince kan kalmadığı için alternatif arayışları içindeler, bir yandan da dünyada az sayıdan kalan insanları avlıyorlar. Ethan Hawk işte bu alternatifi bulmaya çalışan şirkette çalışıyor ve her gün işe gidip gelirken, bir düzeneğe yerleştirilmiş ve kanları alınan insanlara bakıyor.

Ölümsüz olmak mutlu olmaya yeter mi, neden bir abi kardeşini vampire çevirmek ister o istememesine rağmen, vampir olmak insanları kurtarmaya çalışmak için bir engel mi? Ethan Hawk'ın depresif hayatında bu sorular var.

Çok güzel bir film diyemem, çok kısa kesilmiş bir çok şey ama farklı bir bakış açısı ile diğer filmlerde ayrılıyor olması izlemek için bir sebep bence.

Chako

3 İdiots


Son zamanlar izlediğim en eğlenceli filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlamak doğru olur sanırım. "İzleyip de bilgisayarımdan sileyim, harddiskte yer açılsın" düşüncesiyle izlemeye başladığım ama şu an "tekrar izlenecekler" klasörümde bulunan hem güldüren hem ağlatan Hint filmi.


Yönetmeni Rajkumar Hirani olup, eğlenceli dansları, hareketli müziklerinin yanı sıra arkadaşlık üzerine vurgularıyla izlenesi bir film.

Rancho Shamaldas Chanchad,Farhan Qureshi ve Raju Rastogi'nin arkadaşlıkları üzerine kurulu filmde, bu üçlünün mühendis olmak için geldikleri üniversitede tanışıp, ağlayarak gülerek devam eden arkadaşlıkları sonucunda mezun olmaları ve Farhan ve Raju'nun mezuniyet sonrasında ortadan kaybolan Rancho'yu bulmaya giderken geçmişi hatırlamaları şeklinde ilerliyor.

Ailelerini mutlu etmek için mühendis olmaya çalışan, üzerindeki baskı sebebiyle derslerinde başarısız olan, sadece ezber yapıp tekrarladıklarının anlamını sorgulamayan öğrencinin başarılı kabul edilmesi gibi örnekler üzerinden eğitim sistemi ve ailelerin çocuklarının kariyer tercihleri üzerindeki etkileri kimi zaman güldürerek kimi zaman göz yaşartarak anlatılıyor.

Filmin genel olarak pozitif bir havası var ve "all izz well"de bu havayı özetleyen cümle.

Kimi zaman esprileri komik bulmadığım veya dansların, şarkıların gereksiz uzatıldığını düşündüğüm oldu, ki bir çok hareket fazlasıyla abartılıydı, ama yine de nasıl bir filmse, insana huzur veriyor ve yüzde bir gülümse film süresince kalıyor.

Eğer canınız sıkkınsa ve biraz güleyim diyorsanız izleyin derim. Sürekli gülmeyeceksiniz filmi izlerken elbette, ama insanların her şeye rağmen nasıl mutlu olabildiklerini göreceksiniz ve "all izz well" deyip sıkıntılarınızdan kurtulmayı başarabilirsiniz belki de.

Chako

5 Temmuz 2012 Perşembe

Kagıt


Yönetmen: Sinan Çetin
Senaryo: Sinan Çetin
Oyuncular: Ayşen Gruda, Ahmet Mekin, Zeynep Beşerler, Uğur Bilgin, Öner Erkan, Asuman Dabak


Geniş bir pencereden bakarsak hayatın en acı içten gerçeklerini, güzel ve zeki bir senaryo ile hayata bir es verin ve düşünmek için seyredilesi bir film

Saçma sapan kanunların karşısında memurları tevekkülle dinleyen insanların bürokrasi yüzünden başına gelenleri anlatan kısa bir hikaye ile karşımıza çıkıyor.

Kanunsuz düzenin daha iyi olacağını savunan filmde...
Kaliforniya'da otel odalarında portakal soymak yasak..
Fransa'da domuzlara Napolyon adını vermek yasak...
Her yasak kendi isyancılarını yaratır.. Yasaklar üzerine gidilen filmde Film çekmek için devletten izin alınması...

İnsanların başlarına ne takıp takmayacakları, evlerinde hangi dilde konuşacakları ne giyecekleri ne yiyecekleri yasaları ilgi alanlarına neden girdiği neden ilgilendirdiği sorusunu soruyor ve sorguluyor film.


"20. yüzyılda devletlerin "yasal kağıt"larıyla öldürülen sivil insan sayısı 268 milyondur."  - R.J. Rummel / Death by Government 1997






26 Ocak 2012 Perşembe

Çalğı Çengi

Türk filmleri konusunda özellikle de komedi filmleri konusunda ön yargıları olan bir izleyici olarak izlediğim filmin yaklaşımı çok samimi film küfürler içerse bile bunlar yerli yerinde yerleştirilmiş. 

Gülmüyorum kardeşim diyenlerin sorunlarının derinden olduğunu düşündüğüm film. 

Ünlü bir şarkıcı olup günde "20.000 TL " kazanabilecek bir sanatçı olmayı hayal eden iki Teyze oğlunun hikayesini anlatmaktadır. Yine bir sünnet dügününde kuliste tanık oldukları bir olay üzerine mafya ile başları belaya giren teyzeoğullarının  hikayesi 

uzun lafın kısası...

son zamanlarda izlediğim en güzel filmlerden biri.


30 Aralık 2011 Cuma

Dedemin İnsanları

Dedemin İnsanları

Akıp giden bir film hayat gibi, göz yaşlarınız gibi...

Çağan Usta Bir aşçı özeniyle tuzunuda acısınıda yerli yerinde birleştirmiş...

Babam ve Oğlumdan izler taşıyan filmde; yaşayan veya hayatın en büyük gerçeğiyle sanal gerçeklikten sonsuzluğa uğurladığınız dedenizden ve çocuklukluğunuzdan izler taşıyan filmde her kuşağımızın siyasetin içinde mecburen olduğumuz darbeler ve Askeri yönetim en az acıtacak kadar yansıtılmış.

Film “Babam ve Oğlum”daki gibi Eğede geçiyor.. Eğe insanın o doğal içten ve dürüst yapısını içimizi ısıtacak bir şekilde yansıtıyor...

Karanlıktakiler gibi bu filmdede yine psikolojik problemleri olan bir insanın müthiş oyunculuğuyla karşı karşıyayız..

Hayatın oynadığı oyunlar ve bizim onunla oynadığımız oyunlar sayesinde hepizimiz biraz anormal, “üç şekerli” değilmiyiz...

Filmin fazla sivri bölümleride vardı:

Hayata en güçlü ve kuvvetli şekilde tutunması gereken o kadar hayatın o kadar mücadeleci yönünü yansıtmasını beklediğimiz “Dedemizin” önce Belediye Başkanı karşısında yitirdiği mücadelesini, hastanede de torununa karşı hastalanmak gibi hatta ölüm gibi en büyük gerçeği yaşlı kadına kefen verirken bilmesine rağmen bitmemesi gereken bir sonla bitirmiştir...Torunumuzun hızla ve ilgisiz bir şekilde ki ani değişimi ve kulakları rahatsız edecek düzeyde olan bir dışses...

İzlenmesi ve her karesi yaşanması gereken bir film...

3 Eylül 2011 Cumartesi

The Kid

Jackie Coogan'ın sergilediği mütiş oyuncusuyla göz dolduran 
Charles Chaplin zekasının seyirciyle paylaştığı 1921 yapımı her karesinde tarih ve chaplinin sefaleti ve sevimliliği yan yana geldiği eşsiz yapım...

Filmi izlediğimizde  Türk filmlerinde defalarca kullanılan sahneler olduğunu fark edeceksiniz.

Film hem sessiz hem siyah beyaz hemde 80 sene önce yapılmış ama hala akıcı hala komik hala güzel...


Yormadan kendinizi, verin 53 dakikanızı 69 numaralı kapının içine girin kapının önünde yaşayın ki yaşamın size mutluluk ve huzurla doldurduğunu göreceksiniz.

iyi seyirler..

1 Eylül 2011 Perşembe

Rio


Blu isimli papağının macerasını anlatan film, Blu The social network'un (facebook) başrol oyuncusu Jesse Eisenberg tarafından seslendiriliyor.

filmin konusu kiwi isimli animasyonu hatırlattı uçamayan kuş konusu işlenmiş (http://www.youtube.com/watch?v=sdUUx5FdySs&ob=av3n). oldukça eğlenceli animasyonda zamanın nasıl aktığını bilemeyeceksiniz içiniz kıpır kıpır olacak müziklerde eğlencenize eğlence katacak şekilde seçilmiş.

samba biraz sıkabilir benim gibi uzun süre aynı şeyin etkisinde kalmaktan hoşlanmıyorsanız.

film imdb'den 7.1 puan almış filmin olumsuz yönü olarak çok yaratıcı bir konusu olmaması.

eğlenceli vakit geçirmek için seyredilesi bir film.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Before the Devil Knows You're Dead-Şeytan Duymadan Önce


İki kardeş anne ve babalarına ait mücevher mağazasını soymaya karar verip işler ters giderse neler olur?

Herşey değişir, hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

Zamanda ileri geri giderek izlediğimiz çok başarılı bir film. Bir soygun sahnesiyle başlayan film, soygunun öncesine dair, soygunun sebepleri ve oluşunu anlatırken bir yandan da soygundan sonra yaşananları anlatıyor.

Andy ve Hank farklı sebeplerle paraya ihtiyaç duymaktadırlar ve Andy Hank'e aile işletmelerini soymayı teklif eder. Hem ortamı tanıyorlardır, hem de iş yeri sigortalı olduğu için maddi zarar da olmayacaktır, ama işler yolunda gitmeyince, ailece çok ciddi manevi zarara uğruyorlar.

Güzel bir film ve sıkıcılığa kaçmadan akıcı bir şekilde ilerliyor.

Tavsiye edilir.



OYUNCULAR

Philip Seymour Hoffman ... Andy Hanson

Ethan Hawke ... Hank Hanson

Albert Finney ... Charles Hanson

Marisa Tomei ... Gina Hanson

Aleksa Palladino ... Chris Lasorda


YÖNETMEN

Sidney Lumet


SENARYO

Kelly Masterson





Chako

4 Temmuz 2010 Pazar

The Bounty Hunter - Ödül Avcısı




Her zamanki gibi yine eğlenceli bir Jennifer Aniston filmi.

1 saat 50 dakika süren film, her anı koşturma içinde geçen 4-5 saat gibi bir süreyi anlatıyor.

Milo Boyd kumara düşkünlüğü yüzünden işini kaybetmiş ve ödül avcısı olmuş bir eski polistir.

Eski eşi Nicole Hurley ise kariyerine düşkün bir gazeteci.

Birbirine aşık olan çift zamanla artan geçimsizlik yüzünden ayrılır ve bizim izlediğimiz kısım, ödül avcısı olan Milo'nun Nicole'un peşine düşmesiyle başlar.

Sıkılmadan izleyeceğiniz bir fil arıyorsanız tavsiye edilir.

OYUNCULAR

Gerard Butler ... Milo Boyd

Jennifer Aniston ... Nicole Hurley

YÖNETMEN

Andy Tennant

SENARYO

Sarah Thorp




Chako

11 Temmuz 2009 Cumartesi

The Shawshank Redemption ( Esaretin Bedeli )



Eğer bir filmin yorumu yapılacaksa ilk film The Shawshank Redemption olmalı. Aynı yıl Oscar’ları Forrest Gump’a kaptırsa da bu gün Imdb listesinde birinci sıraya yerleşmiş Şuana kadar yapılan en iyi film olmuştur.

Kendisini aldatan karısını öldürme suçundan mahkum edilen banka müdür yardımcısı Andy Dufresne’nin hikayesi anlatılıyor filmde.

Her bir sahnesinde hayata dair dersler bulunduruyor, Eğer Tanrının bir filmi olacak olsaydı o film bu olurdu.

Hayattaki görünen bazı şeylerin aslında görüldüğü gibi olmadığı, her ne yaşta olursak olalım ümitlerimizi her yerde besleyebileceğimizi, hayatın bir anda bize neler getirebileceğini, banka müdür yardımcısının kurtlu yemekler yemek zorunda kalabileceği hatta eşcinsellerle mücadelesini, umutlarının nasıl öldürüldüğünü izleyeceğiz.

20 yıldır hapishanede olan Red’in ilk geldiği gün dikkatini çekmiştir ve arkadaşlıklarıyla rutin hayatları değişmiştir. Red’in hapishanedeki rüşvet ve organizasyon ağıyla istediği her şeyi bir Süper Market gibi elde edebilmektedir.

Bilginin nasıl bizi gücüyle elde edilen küçük şeylerin insanı ne kadar mutlu edeceğini tebessümle izleyeceğiz. Bazen de bilginin ölümü getirdiğini…

“Rita Haywort” filmin içine bir posterden daha derin girer adeta bir başrol oyuncusu gibi ve bir çok oyuncu daha katılır…

Hayattaki hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz Allah bunu her ne şekilde olursa olsun dengeler bunu filmin her bölümünde hissetmek filmi daha da zevkli hale getiriyor.

“Duvarlar tuhaftır, ilk önce onlardan nefret edersin sonra alışırsın ve yeterli zaman geçtiğinde onlara bağlanırsın.” 50 yıl boyunca hapishanede kalan hayatı olmuş bir insan için artık hapishanenin dışı yokluktur.

Ama umut her şeyi değiştirebilir.
Bir azimden bahsediyoruz, tam altı yıl boyunca her hafta yazılan bir mektup ve bir diğer mektup okunması için 19 yılın verilmesi gereken ve özgürlükten bir bira şişesinde birkaç dakikalık bir müzikte.

Red in umutları hep “rejected” edilirken Andy “Umut” etmektedir çünkü bir yerlere gizlediği umudu bir gün, gün ışığına kavuşacaktır.
Zihuatanejo da Umut etmenin iyi bir şey olduğunu öğrenecektir Red.

Hızlı ölmek mi, hızlı yaşamak mı ?
Sorusunu soran film, bize
Bir öğüt veriyor.

“Korktukça tutsak, umut ettikçe özgürsünüz”


Filmi bitirdiğinizde etkisini uzun süre hissedeceksiniz ve izlemeyenlere izletmek için heyecanlanacaksınız.


OYUNCULAR

Tim Robbins ... Andy Dufresne

Morgan Freeman ... Ellis Boyd 'Red' Redding

YÖNETMEN

Frank Darabont

SENARYO

Frank Darabont
Senaryosu Stephen King'in Kitabından uyarlanmıştır.

Görüntü yönetmeni

Roger Deakins

MÜZİK

Thomas Newman

TÜR

Dram

YAPIM:

ABD 1994 142 dakika (Renkli)


YAPIMCI FİRMALAR:

Columbia Pictures Corporation, Castle Rock Entertainment

duranduran