Paulo Coelho etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Paulo Coelho etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Nisan 2011 Cuma

Elif



Kitap adı: Elif


Yazar adı: Paulo Coelho





Çok uzun bir aradan sonra, ki lise yıllarımda okuduğum "Simyacı"dan beri, yeniden bir Paulo Coelho kitabı okudum. Tavsiye üzerine aldığım ve büyük beklentilerim olmadan, güzel olması dileğiyle okuduğum bir kitaptı ve beğendim. Kitabın başlangıcı ben cezbetti ilk olarak;

“Ben göremiyorum, sense her şeyi biliyorsun.
Yine de hayatımı boşa yaşamış olmayacağım
Çünkü yeniden buluşacağımız biliyorum
İlahi bir ebediyette.”
Oscar Wilde

Kitap genel olarak reenkarnasyon üzerine kurulu. Farklı inanışlarda, aynı doğruların olduğu konusu işleniyor. Hayatın monotonluğundan sıkılan yazar, trenle 9288 kilometre yol katederek, içine dönmeye karar verir.

“Sen artık yoksun. Yola çıkıp tekrar şimdiki zamana dönmenin vaktidir.”

Eşini geride bırakır ki, şimdiki zamanın bağlarını koparsın ve eski hayatlarına daha kolay dönebilsin diye.

“ ‘Şu anda yollara düşmemek için bir işaret daha’ diye düşündüm, olayları olduğu gibi değil, işimize geldiği yorumlamaya meyilli olduğumuzu bilerek.”

Hilal, yazarın blogunu takip eden bir hayranıdır ve Rusya'da yaşayan genç bir keman virtüözüdür. Yolculuğa dahil olmak için elinden geleni yapar ve istediğine ulaşır. Trende, yazarla "Elif" te buluştuğunda anlar, yaptığı şeyin doğru olduğunu, yapması gerekeni yaptığını.

“Geleneğin dediğine bakılırsa her birimiz var oluşumuzun gerçek sebebini ölmeden bir saniye önce anlarmışız. Cehennem ya da cennet işte o an doğarmış.

Cehennem o kısacık anda geriye bakıp hayat denen mucizeye anlam katma fırsatını kaçırmış olduğumuzu anlamakmış. Cennet ise o an, ‘Hatalarım oldu fakat hiç korkaklık etmedim. Hayatımı yaşadım, ne yapmam gerekiyorsa yaptım’ diyebilmekmiş.”

Yazar kendi içine yaptığı yolculukta hem Hilal'in hem de tercümanı Yao'nun desteğini alır.Yao yıllar önce ölen karısının kaybını kabul edememiştir ve acısıyla başa çıkma yolları aramaktadır.

“Kelimelerin kötü yanı, kendimizi başkalarına anlatabileceğimiz ve başkalarının söylediklerini anlayabileceğimiz hissi uyandırmalarıdır. Fakat dönüp kaderimizle yüzleştiğimizde yetmediklerini görürüz.”

“Nitekim bir rüyanın peşinden giden bir savaşçıya hayallerinin değil, yapmış olduklarının ilham verebileceğini anlayalı çok oldu.”

“Yolculuk bitmiş, maceranın sonuna gelinmişti. Üç gün içinde hepimiz evlerimize dönmüş olacaktık. Ailelerimizle hasret giderecek, çocuklarımız görecek, birikmiş mektuplarımıza göz atacak, çektiğimiz yüzlerce fotoğrafları gösterecek, trenimiz, geçtiğimiz şehirler, karşımıza çıkan insanlar hakkında hikayeler anlatacaktık.
Hepsini kendi kendimizi bütün bunları yaşadığımıza inandırmak için yapacaktık. Üç gün sonra günlük rutine döndüğümüzde sanki onca yolu tepmemişiz, o kadar uzaklara gitmemişiz gibi gelecekti bize. Elimizde fotoğraflarımız, biletlerimiz olacaktı tabi, yolda topladığımız anılar olacaktı, ama zaman –hayatlarımızın biricik, mutlak, ezeli ve ebedi efendisi olan zaman- bize, “sen bu evden, bu odadan, bu bilgisayarın başından hiç ayrılmadın”, diyecekti.”

Benim fikrim güzel bir kitap olduğu yönünde, reenkarnasyona inanan biri için çok daha fazla anlamı olabilecek bir kitap olduğu kesin. Ama inanmamak hakkında okumayı engellemez.

“Hayatı güzelleştiren de budur: hazinelere ve mucizelere inanmak.”



Chako