Yazar adı : Jean-Christophe Grange
Kitap adı : Sisle Gelen Yolcu
Uzun zamandır Jean-Christophe Grange'in bir kitabını okumamıştım, geçen hafta rafta görünce "nasılsa okurum bir ara" diyerek aldım ve cumartesi gecesi kitaba başladım. 48 saat bile geçmeden kitabın bitmiş olması ne kadar sürükleyici olduğuyla ilgili bir fikir verir sanırım. Özellikle 169.sayfadan sonra kitap resmen akıp gidiyor.
Kitapta resim var, mitoloji var, psikiyatri var. Bunların yanı sıra da evsizler, uyuşturucu bağımlıları ve elbette cinayetler, bulunamayan katiller var.
Anais Chatelet babasının geçmişini sırtında bir yük olarak taşıyan genç ve güzel bir başkomserdir ve çocukluğundan beri devam eden bazı psikolojik sorunları vardır. Ama kitapta iç dünyasını daha derinlemesine incelediğimiz insan o değil de psikiyatr Mathias Freire'dir.
Mathias'ın dışında Victor Janusz, Narcisse, Nono, François Kubiela'nın yaşamlarından bölümler de görüyoruz. Hepsi biribirinden bağımsız görünen, farklı şehirlerde yaşayan bu karakterlerin arasındaki bağ ise ancak kitabın son sayfalarında netleşiyor.
"ben gölgeyim.
ben avım.
ben katilim.
ben hedefim.
kurtulmak için tek çarem var: diğerinden kaçmak!
peki ya diğeri de bensem?"
Kitapların sonlarını genelde tahmin ederim ama bu kitabın sonunu okuyarak öğrendim.
Bakalım siz tahmin edebilecek misiniz?
Chako
2 yorum:
Merhaba,
benim de ilk okuduğum Grange kitabı oldu. Nedense şidiye kadar direnmiştim okumamak için, oldukça beğendim.
Canan
Merhaba,
Henüz hakkında yorum yazmadım ancak eğer Sisle Gelen Yolcu'yu beğendiyseniz, Grange'in Ölü Ruhlar Ormanı adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. En güzel kitabı olduğunu düşünüyorum.
Chako
Yorum Gönder